Haberler
AKADEMİK ENFLASYON | Ahmet AKIN | Yeminli Mali Müşavir | Resmi Web Sitesi
AKADEMİK ENFLASYON
Tarih : 23.04.2022 14:42:26 | Okunma Sayısı : 371
Türkiye’de 131 devlet ve 78 vakıf olmak üzere toplamda 209 üniversite, 170 bin 561 akademisyen ve 8 milyonun üzerinde lisans öğrencisi bulunuyor. Eurostat verilerine göre, Almanya ve Fransa’da her 1000 kişiden 40’ı üniversite öğrencisiyken Türkiye’de bu sayı 95’i buluyor. AB ortalamasının 38 olduğu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’deki öğrenci sayısının fazlalığı daha net göze çarpıyor.

Ahmet Akın - Yeminli Mali Müşavir

“Aposto” yazarlarından Abdullah Esin Türkiye’deki üniversitelerin hantal ve edilgen yapısını çok güzel yazmış:

Türkiye’de 131 devlet ve 78 vakıf olmak üzere toplamda 209 üniversite, 170 bin 561 akademisyen ve 8 milyonun üzerinde lisans öğrencisi bulunuyor. Eurostat verilerine göre, Almanya ve Fransa’da her 1000 kişiden 40’ı üniversite öğrencisiyken Türkiye’de bu sayı 95’i buluyor. AB ortalamasının 38 olduğu göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’deki öğrenci sayısının fazlalığı daha net göze çarpıyor.

Türkiye’deki yüksek öğretim sistemine rakamlarla bakıldığında “akademik enflasyon” tablosu da ortaya çıkıyor.  2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’deki 196 üniversite rektöründen 68’inin hiç uluslararası yayını olmadığı, 71 rektörün de makalelerine hiç atıf yapılmadığı belirlenmiş durumda. Öte yandan, 2019 verilerine göre 78 üniversitedeki 273 bölümde profesör, doçent veya doktor unvanına sahip bir öğretim üyesi bulunmuyor.

Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) 14 Şubat 2022’de düzenlediği “Doktora Öğretiminin İyileştirilmesi Çalıştayı”nın sonuç bildirgesinde yer alan bir madde Türkiye’deki akademinin niteliğine dair tartışmaları tekrar gündeme getirdi. Söz konusu raporda yer alan “Doktora tezine alternatif olarak üç adet özgün araştırma makalesinin doktora tezi olarak kabul edilmesi” kararının ne anlama geldiğini ve ne gibi sonuçları olacağını Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden Prof. Dr. Mine Eder’e sorduk:

Kalite sorunu:

Eder, doktora tezi yerine makale yayınlama sisteminin başta ABD olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde kullanılan bir sistem olduğunu belirtiyor ancak bu sistemin başarılı olmasının temel koşulunun bağımsız bir kalite kontrol mekanizması kurmak olduğunu da ekliyor. “Bir kalite kontrol mekanizması kurmadan böyle bir sistem doktora öğreniminde kalite sorunu ortaya çıkarır. Uluslararası nitelikte bir yayın mekanizmasının yoksunluğu da makale enflasyonu yaratır. Zaten Türkiye’de yüksek öğretimin asıl sorunu da kalite kontrolü sorunudur.” diye ekliyor. 

Mine Eder’e göre bu karar, kontrolsüzce artan üniversite ve öğrenci sayısının ortaya çıkardığı akademisyen açığını kısa zamanda kapatmak üzere açılan bir yol. YÖK’ün doktora sürecini hızlandırarak yeni kurulan üniversitelere bir an önce hoca bulmak istediğini belirten Eder, alan ayrımı yapılmadan böyle bir karar alınmasının indirgemeci bir yaklaşım olduğunu söyleyerek YÖK’ün en büyük probleminin her alanda standardizasyon olduğunu dile getiriyor. 

İnsan sermayesi problemine de değinen Prof. Dr. Mine Eder “Ülkedeki insan sermayesi probleminin bu şekilde çözülebileceğini düşünmek büyük bir hata. Binalar yapıp öğrenci getiriyorsunuz ancak insan sermayesi ve araştırma kültürü olmayınca ortaya üniversite mezunu genç işsizler çıkıyor.” diyerek üniversite eğitiminde nicelikten ziyade niteliğe odaklanılması gerektiğine dikkat çekiyor. 

Türkiye’de akademinin temel sorunlarından biri olan özerkliğe de dikkat çeken Mine Eder, “Kaliteli insan sermayesi bir gecede oluşturulmuyor. Kalite, akademik özerklik ve bağımsız araştırma ortamının kurulması ile yaratılır, sürekli kalite parametrelerini değiştirerek akademide kalite artırılamaz.”diyerek kaliteli bir yüksek öğretim sisteminin nasıl inşa edileceğine dair geleceğe ışık tutuyor. 

Türkiye’de üniversite öncesi eğitimdeki başarısızlık üniversitelerin kalitesine de yansıyor. Tabii siyasal iktidarın bakış açısı da etkili oluyor. Çağdaş eğitimden uzaklaştıkça sorunlar da artıyor.

 

ahmetakinmersin@gmail.com

www.ahmetakin.com.tr

 

 


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu habere henüz yorum yapılmamış.
Tarih : 23.03.2024 13:13:36
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK NEDEN ÖNEMLİ BİR GELİŞMEDİR...
Devamı...

Tarih : 18.03.2024 17:53:27
BAŞARILI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KÜLTÜR MİRAS TURİZMİ...
Devamı...

Tarih : 9.03.2024 12:16:00
BAŞARILI BİR GİRİŞİMCİ GENELLİKLE TUTKUDAN GÜÇ ALIR...
Devamı...

Tarih : 2.03.2024 12:50:18
BELEDİYE HİZMETLERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, DİJİTALLEŞME ve ŞEFFAFLIK ÖN PLANDA TUTULMALI...
Devamı...

Tarih : 23.02.2024 13:06:15
LOJİSTİK FİRMALARINDA YENİ TRENDLER...
Devamı...

Tarih : 17.02.2024 14:42:59
DİJİTAL DÖNÜŞÜM...
Devamı...

Tarih : 9.02.2024 17:47:47
PAZARLAMA PLANLAMASINDA BAŞARILI KAMPANYA YOLLARI...
Devamı...

Tarih : 3.02.2024 13:43:51
ÜRETİMDE VERİMSİZLİK TÜRKİYE’NİN TEMEL SORUNU OLMAYA DEVAM EDİYOR...
Devamı...

Tarih : 26.01.2024 16:58:15
YALAN TEMELLİ SİYASETİN ETKİSİ...
Devamı...

Tarih : 24.01.2024 16:08:27
GELECEĞİN EN İYİ İŞ ve SEKTÖRLERİ...
Devamı...

Tarih : 24.01.2024 16:05:38
ÜNİVERSİTELERİN BULUNDUKLARI ŞEHİRLERİN YEREL EKONOMİK KALKINMASINA KATKILARI OLMALIDIR...
Devamı...

Tarih : 6.01.2024 10:56:08
ŞİİR NEDEN BU KADAR GÜÇLÜ?...
Devamı...

Tarih : 29.12.2023 17:32:40
MÜZİĞİN İNSAN YAŞAMINDAKİ ETKİLERİ...
Devamı...

Tarih : 23.12.2023 12:15:38
YALIN ÜRETİM SÜREÇ İYİLEŞTİRMELERİ SAĞLAYARAK VERİMLİLİĞİ ARTTIRIR...
Devamı...

Tarih : 16.12.2023 12:29:50
SPORUN EKONOMİK GELİŞMEYE ETKİLERİ...
Devamı...

Tarih : 8.12.2023 17:09:16
BAŞARILI BİR GİRİŞİMCİ NASIL OLUNUR?...
Devamı...

Tarih : 2.12.2023 13:38:49
ÇİN’in TEKNOLOJİK MUCİZESİ...
Devamı...

Tarih : 27.11.2023 13:37:29
HEDEFLERİNİZE ULAŞMANIZA YARDIMCI OLACAK KİŞİSEL GELİŞİM YOLLARI...
Devamı...


 
Anasayfa              |               İletişim            |              Giriş Sayfam Yap              |              Sık Kullanılanlara ekle              |              Gizlilik İlkeleri
 
  Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz. ahmetakin.com.tr Copyright 2011-2024 Tüm hakları saklıdır.

URA MEDYA