Kısa adı TÜRMOB olan “Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği”nin seçimli genel kurulunda yeni yönetim kurulu belli oldu. Dokuz kişilik yönetim kuruluna muhalefet grubundan iki üye girmeyi başardı. Muhalefetin iki üye ile yönetim kurulunda temsil edilmesi 1992 yılından beri TÜRMOB tarihinde ilk defa gerçekleşen bir tabloyu ortaya çıkardı. Yurt dışında olmam nedeni ile katılamadığım genel kurula, edindiğim bilgiye göre gerek mali idare ve gerekse diğer bürokrasi ilgi göstermemiş. Anlaşılan, TÜRMOB ile siyasi iktidar ve Maliye Bakanlığı arasındaki güven bunalımı devam ediyor. Bu durumun mutlaka düzeltilmesi gerekiyor.
Seçimlerde çoğunluğu elde eden “Çağdaş Demokratlar Grubu”nun projelerini incelediğimde, bazı süslü vaadleri bir tarafa bırakacak olursak genellikle önemli projeler göze çarpıyor. Zaten, bir çoğu yirmi yıldır ortaya konulan ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen sorunları içeriyor. Bana göre, TÜRMOB’un istenilen şekilde verimli çalışamamasının en önemli nedenlerinden birisi, tabanda objektif bir durum tespiti yapılmadan, yukarıdan aşağıya doğru bir şeylerin yapılmaya çalışılması. Yıllardır söylüyorum ve yazıyorum. Gerçek anlamda bir kurumsal yapıya kavuşturulamayan ve bugünkü hantal yapısından kurtarılamayan TÜRMOB’un başarı şansı zayıf olacaktır. Yeni dönemde de sen, ben, bizim oğlan anlayışının devam ettirilmesi ve çalışmaların sonuçlarının ölçülmemesi durumunda, gezelim, eğlenelim, sözde mesleği geliştirelim muhabbetleri ön plana çıkacaktır.
Yeni bir başkan ve yeni bir yönetim kurulu hangi kurum ve kuruluşta olursa olsun başlangıçta bana her zaman umut verir. Yeni anlayış ve düşüncelerin yaşama geçirileceği umudunu taşırım. Bu bakımdan, yeni başkanlara belirli bir dönem için kredi açmak gerekir. TÜRMOB’da esas olan başkandır. Çünkü, bugüne kadar başkana rağmen hiçbir karar alınmamıştır. Bu durum biraz da işin doğasında vardır. Yeni Başkan Yeminli Mali Müşavir Nail Sanlı’nın önündeki üç yılı çok etkin bir şekilde kullanması gerekmektedir. Daha fazla zaman kaybına tabanın tahammülü kalmamıştır.
Genel kurulda sunulan projeleri değerlendirdiğimizde, E-SÖZLEŞME VE TAHSİLAT YÖNETMELİĞİ, ZAMANA DAYALI ÜCRET TARİFESİ, MESLEKİ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ, MESLEKİ UZMANLIK, MESLEKİ İMAJ VE SAYGINLIK, KAMU KURUMLARINDAKİ ANGARYALARIN KALDIRILMASI, MEVZUATI İZLEME VE GÖRÜŞ OLUŞTURMA, TÜRMOB BAĞIMSIZ DENETİM MERKEZİ ve KURUMSALLAŞMA projelerine öncelik verilmelidir. Haksız rekabetin önlenmesi ve eğitim çalışmalarını söylemeye gerek yok. Bunlar olmazsa olmaz konulardır. Aslında, şu gerçeği de görmek gerekiyor. Üçyüz, beşyüz ya da bin kişiyi bir salona toplayıp eğitim yapıldığını sanmak kendimizi aldatmaktan başka bir şey değildir. Bunun adı olsa olsa bilgilendirme toplantısı olur. Sürekli aynı kadrolarla ve katılımcılarla yapılan panel, konferans ve sempozyum etkinlikleri, beklenen yararı sağlayamamakta olup, bilginin yayılmasını engellemektedir. Genç meslektaşlarımıza fırsat tanınmalıdır. Muhasebe ve denetim mesleğindeki dünyadaki gelişmeler eş zamanlı olarak üyelerimize aktarılmalıdır. Batı’daki gelişmelere baktığımızda, muhasebe defterlerinin kimin tarafından tutulduğunun hiçbir öneminin olmadığını, esas olanın dönem sonu mali tabloların kimler tarafından denetlendiği olduğunu ve mesleğimizde radikal değişimlere hazır olunması gerektiğini iyi anlatmalıyız.
Yasallık, tarafsızlık ve çıkar çatışmalarından kaçınma ilkelerinden en küçük bir ödün vermeden, muhasebe ve denetim mesleğinde dürüslük, uzmanlık ve şeffaflık ilkelerini ön planda tutarak yapılacak çalışmalar başarıyı getirecektir. Yeter ki, popülizm sevdalısı Malum Kişi işleri sulandırmasın.