Haberler
GÜÇLÜ ORDU GÜÇSÜZ HÜKÜMET | Ahmet AKIN | Yeminli Mali Müşavir | Resmi Web Sitesi
GÜÇLÜ ORDU GÜÇSÜZ HÜKÜMET
Tarih : 2.07.2012 09:04:21 | Okunma Sayısı : 468
Kendi Ordusunu itibarsızlaştırmak için elinden gelen herşeyi yapan bir Hükümetin dünyada başka örneğinin olduğunu sanmıyorum. İsterlerse Genelkurmay’ın başına on tane “Özel” Paşa getirsinler, son komutanına kadar Silivri’ye göndersinler, Türk Askeri’nin Vatan, Millet, Bayrak ve Atatürk aşkı yok edilemeyecektir. Bazı aykırı düşünceler elbette olacaktır.

Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     Türkiye’yi bir cümleyle tanımlar mısınız? sorusuna verilecek en gerçekçi yanıt bana göre şöyle olmalıdır: “Gücüne yabancı bırakılan Ülke”. Menderes’le başlayıp, Demirel ve Özal’la devam eden ve Erdoğan’la doruk noktasına ulaşan ABD bağımlılığı, Türkiye’yi iç ve dış politikada nefes alamaz konuma getirmiştir. İktidarda kalabilmek için herşeyi yapmaya hazır bir görüntü çizen Başbakan Erdoğan, egosunun ve hırsının önünde duramamaktadır. Hükümette ve Partisinde kendisinden başka bir kimsenin söz hakkı olmadığı için, kendisine dur diyebilecek bir kişinin de olmaması, Ülkemiz için telafisi olanaksız durumlar yaratabilir. O zaman bu görev halka ve muhalefet partilerine düşüyor.

     Kendi Ordusunu itibarsızlaştırmak için elinden gelen herşeyi yapan bir Hükümetin dünyada başka örneğinin olduğunu sanmıyorum. İsterlerse Genelkurmay’ın başına on tane “Özel” Paşa getirsinler, son komutanına kadar Silivri’ye göndersinler, Türk Askeri’nin Vatan, Millet, Bayrak ve Atatürk aşkı yok edilemeyecektir. Bazı aykırı düşünceler elbette olacaktır.

     Öğrenciye, öğretmene, memura, işçiye ve çiftçiye karşı aslan kesilenler, Türk Askerinin başına çuval geçirilirken, masum sivillerimiz İsrail komandoları tarafından katledilirken, Türk Jeti Suriye tarafından düşürülürken, askerlerimiz PKK’lılar tarafından öldürülürken suçlu ve mahçup bir şekilde köşelerine çekilmektedirler. Utanmasalar, “Başbakan’dan izin almadan hiçbir asker PKK’lıya ateş edemez” diye bir yasa çıkaracaklar. Unutulmasın ki; yüreğimiz yanıyor, sabrımız taşıyor. 

     ABD’nin talimatıyla hareket ederek Suriye’nin iç işlerine müdahalede bulunmak, daha doğrusu maşa görevine soyunmak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışmamıştır. Suriye bizim komşu ülkemizdir. Tarihten gelen bağlarımız vardır. Sanki, Türkiye’de insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü konuları çok yolunda gidiyor da, Suriye’ye müdahale etmeye kalkıyoruz, Esad muhaliflerinin ABD tarafından ve Türkiye üzerinden para ve silah yönünden donatıldığı tüm medyanın baş sayfalarında. Maalesef, yabancı ajanların cirit attığı ülke konumuna geldik. 

     Türk Ordusu bölgenin en güçlü ordusudur. Organizasyonu, eğitimi ve teknolojik donanımı ile, barış zamanında savaşa hazır olmayı bilen bir Ordu’dur. Ancak, eli kolu bağlanmış, yetkisiz bırakılmış ve neredeyse doğrudan NATO’nun emrine verilmiş bir Ordu görüntüsü hakimdir. Nato’nun en büyük patronu da ABD olduğuna göre, artık gerisini siz düşünün.  

     Savaş teknolojisinin çok geliştiği ve güçlü bir ordunun varlığının büyük önem kazandığı günümüzde, silahlı kuvvetlerin büyük oranda ABD teknolojisine muhtaç olması ve siyasal iktidarların da bu durumu kabullenmeleri, Türkiye’yi gücüne yabancı bırakmaktadır. Dış politikada etkin olabilmek ve ayakta kalabilmek zor iştir. Özellikle, bulunduğumuz bölgede kaygan zeminde kaypak oyuncularla mücadelenin güçlükleri vardır. Dış politikada görev yapan kadroların yetersizliği işimizi daha da zorlaştırmaktadır. Dışişleri Bakanı ile Avrupa Birliğinden Sorumlu Devlet Bakanı’nı izlediğimiz zaman, ne kadar haklı olduğumuzu görebiliyoruz.  

Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusal dış politikayı tarif eden aşağıdaki sözleri iyi okunmalıdır:

“Bizim açık ve uygulama olanağı gördüğümüz siyasi meslek ulusal siyasettir. Ulusal siyaset dediğim zaman, kastettiğim anlam şudur: Kendi Ulusal sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi gücümüze, kuvvetimize dayanarak varlığını korumak suretiyle ulus ve ülkenin mutluluk, refah ve imarına çalışmak, aşırı emeller peşinde halkı meşgul etmemek ve zarara sokmamaktır.”


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu habere henüz yorum yapılmamış.
Tarih : 9.05.2025 16:04:22
GENÇLER NE İSTER?...
Devamı...

Tarih : 2.05.2025 11:42:39
SANAT ve KÜLTÜRÜN EKONOMİDEKİ YERİ...
Devamı...

Tarih : 25.04.2025 16:18:44
TÜRKİYE SİYASAL İSLAM’A DOĞRU HIZLA İLERLİYOR...
Devamı...

Tarih : 18.04.2025 12:31:12
2025’te ÖNE ÇIKAN PAZARLAMA EĞİLİMLERİ...
Devamı...

Tarih : 12.04.2025 16:40:36
ÇİN’İN ZİRVEYE YÜKSELMESİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDEN DAHA YAKIN OLABİLİR...
Devamı...

Tarih : 4.04.2025 15:45:44
TARIMSAL ÜRETİMDE KALİTE ve VERİMLİLİĞİN ÖNEMİ...
Devamı...

Tarih : 28.03.2025 17:49:59
LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN EKONOMİK KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ DERİNDİR...
Devamı...

Tarih : 22.03.2025 14:19:08
SİGORTA SEKTÖRÜNDE İLK 5 EĞİLİM...
Devamı...

Tarih : 14.03.2025 15:27:58
ENDÜSTRİ 4.0 DEĞİŞİMİN GÜCÜ OLDU...
Devamı...

Tarih : 7.03.2025 15:45:27
EĞİTİM ÜLKELERİN GELECEĞİNİ BELİRLEYEN EN ÖNEMLİ FAKTÖRDÜR...
Devamı...

Tarih : 28.02.2025 18:15:27
FUTBOL KULÜPLERİNİN ŞİRKETLEŞMESİ...
Devamı...

Tarih : 10.02.2025 10:19:00
SPORUN ÇOCUKLARA FAYDALARI...
Devamı...

Tarih : 1.02.2025 15:30:09
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU DÜZENLENMESİ ve GÜVENCE DENETİMİ...
Devamı...

Tarih : 24.01.2025 18:30:27
AKILLI ÇAĞDA YARATICILIĞIN ROLÜ...
Devamı...

Tarih : 17.01.2025 11:30:35
YAPAY ZEKANIN GELİR EŞİTSİZLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ...
Devamı...

Tarih : 10.01.2025 17:44:29
YAPAY ZEKANIN BENİMSENMESİNE SORUMLU ve ETİK BİR DAVRANIŞLA YAKLAŞMAK ÇOK ÖNEMLİDİR...
Devamı...

Tarih : 6.01.2025 13:15:36
ZARİF ve KAPSAYICI BİR TOPLUM İNŞA ETMEKTE, SANAT ve KÜLTÜRÜN ÖNEMİ ÇOK BÜYÜKTÜR...
Devamı...

Tarih : 28.12.2024 14:42:11
MERSİN’de “SANAYİ ODASI” KURULUYOR...
Devamı...


 
Anasayfa              |               İletişim            |              Giriş Sayfam Yap              |              Sık Kullanılanlara ekle              |              Gizlilik İlkeleri
 
  Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz. ahmetakin.com.tr Copyright 2011-2025 Tüm hakları saklıdır.

URA MEDYA