Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

     Ulusal Eğitim Sistemi’ni yerle bir edecek olan “4+4+4” ucubesi, toplumun karşı çıkmasına rağmen uygulanmaya başlıyor. Bu saçma sistemin tek amacının tüm ilköğretim okulları ile liselerin imam hatip statüsüne kavuşturulması olduğu apaçık ortada iken, Milli Eğitim Bakanı’nın ileri derecede bilim ve teknolojiden bahsetmesi gülünç oluyor. Başkasının yazdığı, emek harcadığı makaleyi aynen kopyalayan ve kendisi yazmış gibi gösteren bir Milli Eğitim Bakanı’ndan bundan fazlasını beklemek haksızlık olur.

     Aslında, iktidarın esas amacının eğitimsiz bir toplum hazırlamak olduğunu düşünüyorum. Hiçbir meslek okulunun orta kısmı açılmazken yalnızca imam hatiplere bu ayrıcalığın verilmesi, eğitimin dinci temele oturtulmaya çalışılmasının bariz bir göstergesidir. Dinci ve kindar nesil yetiştirmenin temel yapı taşları döşenmektedir. Maalesef, cehalet nedeniyle din ve bilimin birlikte hareket etme şansı yoktur.

     Velilerin örgütlü bir şekilde hareket edememeleri seslerini duyurmalarını ve haklarını aramalarını engellemektedir. Mini mini yavrular konuşulanları şaşkın bir şekilde dinlemekte ve ne olduğunu anlamaya çalışmaktadırlar. İktidarın, Anayasa Mahkemesini, Yargıtay ve Danıştay’ı arka bahçesi yaptıktan sonra, gözü dönmüş bir şekilde ve öc alma duygusuyla buna benzer davranış ve uygulamalarını arttırarak devam ettireceği anlaşılmaktadır. Suriye konusunda olduğu gibi zaman zaman duvara toslasa da, Atatürk Cumhuriyeti’nin yok edilmeye çalışılması konusunda yoluna devam edecektir. Zaten, seçimlerde kullandığı “Durmak Yok, Yola Devam” sloganının altında yatan gerçek budur.    

     Sadece, Ana Muhalefet Partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin çabaları yetersiz kalmaktadır. TÜSİAD, TOBB, TESK, ÜNİVERSİTELER, TÜRK-İŞ, BAROLAR BİRLİĞİ gibi kuruluşların kamuoyu baskısı yaratılması konusunda sessiz kalmaları ile, bindikleri dalı kestiklerinin farkında değiller. Bir yasak savma şeklinde yaptıkları cılız açıklamalar garip olduğu kadar da manidardır. Bugünkü konumlarını ve varlıklarını Atatürk’ün Laik Cumhuriyetine borçlu olanların, sadece çıkarlarını korumak için suskun kalmaları yürekleri sızlatmaktadır.

     “Herkes gider Mersin’e, Başbakan gider tersine” diyeceğim ama diyemiyorum. Başbakan kendi bildiği doğru yolda ilerliyor. Bilinçaltına yerleşen Atatürk karşıtlığı başka bir şey düşünmesine engel oluyor. “4+4+4” ucubesini “Altın Vuruş” olarak görüyor. Beş yaşından itibaren çocukların beyinlerinin dinci ve kinci eğitimle doldurulmasının, önümüzdeki yıllarda “Türkiye İslam Cumhuriyeti”ne geçişi hızlandıracağını ve kolaylaştıracağını hesap ediyor.

     Tüm dünya, çağdaş ve bilimsel eğitimi geliştirmenin yollarını ararken Türkiye’nin medrese eğitimine dönmek istemesi ve Osmanlı’nın geleneksel sıbyan mekteplerini (eski ilkokul) camilerde ve vakıflarda çoğaltmaya çalışması kabul edilebilecek bir davranış değildir. Kitapların, laboratuvar araç ve gereçlerinin yerini, tespih, seccade, ibrik ve takunyanın alacağı günler fazla uzakta görünmüyor. Kısa bir zaman diliminde imam hatip okullarının sayısının beş bine çıkartılması hedefleri sonunda, ilk yıl için iki yüz, iki yüz elli bin olmak üzere, dört yılın sonunda bir milyon öğrenciye kavuşacakları resmi makamlarca açıklanmaktadır.

     Ünlü Şair Nazım Hikmet’in “Bulutlar Adam Öldürmesin” şiirinde yazdığı gibi;

     Koşuyor altı yaşında bir oğlan,

     uçurtması geçiyor ağaçlardan,

     siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.

     Çocuklara kıymayın efendiler.