Haberler
ZAFER ÇAĞLAYAN: “BAŞBAKAN’IN KAPISINDA HİZMETÇİ OLURUM” | Ahmet AKIN | Yeminli Mali Müşavir | Resmi Web Sitesi
ZAFER ÇAĞLAYAN: “BAŞBAKAN’IN KAPISINDA HİZMETÇİ OLURUM”
Tarih : 14.01.2013 09:25:15 | Okunma Sayısı : 474
“Başbakan görev verirse Genel Merkez’in camlarını silerim” diyen Avrupa Birliği’nden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Egemen Bağış’tan sonra, Mersin Milletvekili ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan “Başbakan isterse kapısında hizmetçi bile olmaya razıyım” diyerek işi daha da ileri götürmüştür.

Ahmet AKIN – Yeminli Mali Müşavir

    Başbakan görev verirse Genel Merkez’in camlarını silerim” diyen Avrupa Birliği’nden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Egemen Bağış’tan sonra, Mersin Milletvekili ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan “Başbakan isterse kapısında hizmetçi bile olmaya razıyım” diyerek işi daha da ileri götürmüştür.

     Egemen Bağış’ın sözlerini pek ciddiye almamıştım. Çünkü, komiklik yapmayı her zaman görevinin önünde tutuyor. Buna benzer sözleri söylerken de küçüldüğünün pek farkında değil. Ancak, Zafer Çağlayan’ın sözleri beni çok şaşırttı. Bazı yönlerinden dolayı sempati ile baktığım bir siyasetçi idi. Onun da diğerlerinden pek farkı yokmuş.

     Sayın Bakanım, Türkiye’nin cam silicilerine ve hizmetçilere gereksinimi yok. Türkiye’nin biat kültürünü reddeden özgür düşünceli yurttaşlara gereksinimi var. Hangi ruh hali içinde bu sözleri söylediğinizi bilmiyorum ama, bu sözlerinizin ciddi bir şekilde analiz edilmesi gerekiyor.

      Tanzimat’tan önce üzerine tülbent sarılarak giyilen külaha bir şey sarılmadığı zaman "dalkülah" denirdi. Kavuk asla tülbentsiz kullanılmazdı. Ancak külahın her türlüsü çeşitli makamlara verildiği için işleri sadece başkalarını eğlendirmek olan esnafın kavuğuna bir çare bulunamaz. En sonunda tülbentsiz başlık "dalkülah" giymeleri emrolunur. Böylece bunu giyenlere "dalkülah"tan esinlenerek "dalkavuk" adı verilir. Bu kişiler, padişahı eğlendirmek, ona moral vermek için zaman zaman sarayda gösteriler yapar ve bahşiş toplarlardı. Osmanlı tarihinde asırlarca süren bir uygulama olarak yerini almıştır. Çağımızdaki tehlike ise, iktidarın dalkavukluktan hazzetmeye başlaması şeklinde kendini göstermesidir.  

     Osmanlı İmparatorluğunda padişah öldüğünde tahta geçecek oğlunun devlet yönetimindeki etkili gruplarca kabul edilip onaylanması şeklinde başlayan biat kültürü, sormadan ve sorgulamadan kabul etmektir. Demokratik rejimlerde toplumun değişik kesimlerini bulaşıcı bir hastalık gibi sarması travma yaratmaktadır. Osmanlı özentisi içinde olan İktidar’ın biat kültürünü pompalaması pek de şaşırtıcı değildir. Sanırım, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da biat hastalığından etkilenmiş. Belki de, ihracat rekorunun sevinciyle coşku patlaması yaşamıştır.

     Dalkavukluktan bahsederken fıkra yazmadan olmaz:  

Bir filozof ile bir dalkavuk konuşuyormuş. Filozof ne derse dalkavuk onu tasdik ediyormuş.  Nihayet sabrı  tükenen filozof haykırmış:

- Birader, hiç olmazsa bir kez olsun dediğime itiraz et de, iki kişi olduğumuzu anlayalım…

***

Önemli mevkide bulunan bir devlet adamı dalkavuğun birine:

- Sıfır nedir? diye sormuş. Dalkavuğun yanıtı şöyle:

-Sizin huzurunuzda ben…

***

Eskiden konaklarda dalkavuk bulundurmak adetmiş. Konağın birinde bir gün bey demiş ki:

- Bir dalkavuk alacağım, filan gün imtihan var, sağa sola haber verin. Derken o gün gelmiş, kapının önünde dalkavuk adayları sıra olmuş. Biri içeri alınmış. Bey sormuş:

- Sen dalkavuk musun?

- Evet efendim.

- Ama sen dalkavuğa hiç benzemiyorsun.

- Olur mu efendim? Ben filan Bey’in yanında şu kadar, feşmekan  Bey’in  yanında  da  bu kadar sene dalkavuk olarak çalıştım. Bey: - Olmadı, sen çık. demiş.

Derken ikinci, üçüncü adaylar gelmiş, konuşma hep aynı, cevaplar hep aynı. Bey,  dalkavuğunu bulamayacağını düşünmeye başlamış ki, içeri biri girmiş. Bey:

- Söyle bakalım sen dalkavuk musun?

- Evet efendim.

- Ama sen dalkavuğa hiç benzemiyorsun.

- Hayır, hiç benzemem efendim.

- Dur bakayım, biraz da benziyorsun galiba.

- Evet efendim. Ben biraz da dalkavuğa benzerim.

Bey hemen dışarı haber salmış:

- Tamam ben dalkavuğumu buldum…


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

    Bu habere henüz yorum yapılmamış.
Tarih : 9.05.2025 16:04:22
GENÇLER NE İSTER?...
Devamı...

Tarih : 2.05.2025 11:42:39
SANAT ve KÜLTÜRÜN EKONOMİDEKİ YERİ...
Devamı...

Tarih : 25.04.2025 16:18:44
TÜRKİYE SİYASAL İSLAM’A DOĞRU HIZLA İLERLİYOR...
Devamı...

Tarih : 18.04.2025 12:31:12
2025’te ÖNE ÇIKAN PAZARLAMA EĞİLİMLERİ...
Devamı...

Tarih : 12.04.2025 16:40:36
ÇİN’İN ZİRVEYE YÜKSELMESİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDEN DAHA YAKIN OLABİLİR...
Devamı...

Tarih : 4.04.2025 15:45:44
TARIMSAL ÜRETİMDE KALİTE ve VERİMLİLİĞİN ÖNEMİ...
Devamı...

Tarih : 28.03.2025 17:49:59
LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN EKONOMİK KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ DERİNDİR...
Devamı...

Tarih : 22.03.2025 14:19:08
SİGORTA SEKTÖRÜNDE İLK 5 EĞİLİM...
Devamı...

Tarih : 14.03.2025 15:27:58
ENDÜSTRİ 4.0 DEĞİŞİMİN GÜCÜ OLDU...
Devamı...

Tarih : 7.03.2025 15:45:27
EĞİTİM ÜLKELERİN GELECEĞİNİ BELİRLEYEN EN ÖNEMLİ FAKTÖRDÜR...
Devamı...

Tarih : 28.02.2025 18:15:27
FUTBOL KULÜPLERİNİN ŞİRKETLEŞMESİ...
Devamı...

Tarih : 10.02.2025 10:19:00
SPORUN ÇOCUKLARA FAYDALARI...
Devamı...

Tarih : 1.02.2025 15:30:09
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU DÜZENLENMESİ ve GÜVENCE DENETİMİ...
Devamı...

Tarih : 24.01.2025 18:30:27
AKILLI ÇAĞDA YARATICILIĞIN ROLÜ...
Devamı...

Tarih : 17.01.2025 11:30:35
YAPAY ZEKANIN GELİR EŞİTSİZLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ...
Devamı...

Tarih : 10.01.2025 17:44:29
YAPAY ZEKANIN BENİMSENMESİNE SORUMLU ve ETİK BİR DAVRANIŞLA YAKLAŞMAK ÇOK ÖNEMLİDİR...
Devamı...

Tarih : 6.01.2025 13:15:36
ZARİF ve KAPSAYICI BİR TOPLUM İNŞA ETMEKTE, SANAT ve KÜLTÜRÜN ÖNEMİ ÇOK BÜYÜKTÜR...
Devamı...

Tarih : 28.12.2024 14:42:11
MERSİN’de “SANAYİ ODASI” KURULUYOR...
Devamı...


 
Anasayfa              |               İletişim            |              Giriş Sayfam Yap              |              Sık Kullanılanlara ekle              |              Gizlilik İlkeleri
 
  Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz. ahmetakin.com.tr Copyright 2011-2025 Tüm hakları saklıdır.

URA MEDYA