TÜRMOB’un (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) 20. seçimli olağan genel kurul toplantısı 23-24/Ekim tarihlerinde Ankara’da yapılacak. Genel Kurul’da Yönetim, Denetleme ve Disiplin Kurulu üyelerinin seçilecek olması kulis çalışmalarını hızlandırdı. Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Grubu ile Meslekte Birlik Grubu’nun yarışacağı seçimlerde, Meslekte Birlik Grubu’nun Başkan adayı olarak çalışmalarına hız veren eski Gelir İdaresi Başkanı  Yeminli Mali Müşavir Osman Arıoğlu, meslek camiasının yakından tanıdığı bir isim. Başarılı bir bürokratlık döneminden sonra Maliye Bakanlığı’ndan ayrılan Arıoğlu, Meslekte Birlik Grubu için çok iyi bir seçim. Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Grubu’nun başkan adayı Yeminli Mali Müşavir Nail Sanlı ise, deneyimi, çalışkanlığı ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odalarından gördüğü yoğun destekle önemli bir avantaj yakalamış durumda. Nail Sanlı’nın, Malum Kişi ile Polonezköy Muhasebecisi’nin etkisinde kalabileceği endişesi, kendisi için bir dezavantaj olarak görülüyor. Seçim sistemi nedeniyle TÜRMOB Yönetim Kurulu ile diğer kurullarında değişik görüşlerin yer alacak olması nedeni ile, birlikte çalışma kültürünün ön plana çıkarılması gerekiyor. Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Grubu’nun hesaplarına göre, Yönetim Kuruluna Meslekte Birlik Grubu’dan bir Yeminli Mali Müşavir ile bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olmak üzere en fazla iki kişinin girebileceği söyleniyor. Meslekte Birlik Grubu ise, bu görüşe kesinlikle katılmayarak beklenenden çok daha fazla oy alacaklarını söylüyor. TÜRMOB Eski Başkanı Yeminli Mali Müşavir Mehmet Timur’un da listelerinde yer almasının oy potansiyellerini artıracağını ifade ediyorlar. Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Grubu’nun sözde lideri Malum Kişi’nin eski huyundan vazgeçmeyerek dayatmacı bir liste ile delegelere baskı yapması oy dengelerini değiştirebilir.

     Aslında, sayısal üstünlükten çok mesleğimizin sorunları tartışılsa ve çözüm yolları ortaya konulabilse meslek mensupları açısından çok yararlı olacaktır. Güzel bir söz vardır: “Bilmek değil, yapabilmek önemlidir.” Dr. Masum Türker de sorunlarımızı çok yakından biliyordu. Önemli olan bu sorunların çözümünü dert edinmektir. Siyasi Parti Genel Başkanlığı ile TÜRMOB Başkanlığını birbirine karıştırınca, mesleki sorunlarımıza yeteri kadar zaman ayıramadı. Meydanı boş bulan Malum Kişi ile Polonezköy Muhasebecisi de istedikleri gibi at oynattılar. Popülizmi bu işin kitabını yazacak kadar iyi bilen bu arkadaşlarımızdan da, çıkar ilişkilerinin devreye sokulmasından başka bir şey beklemek yanıltıcı olurdu.

     Son dönemde beni en çok üzen konulardan birisi, serbest muhasebecilikten, serbest muhasebeci mali müşavirliğe  geçiş sınavlarında Odalardaki ciddiyetsizlik olmuştur. Hem, Mali Müşavirlik ve Muhasebecilik mesleği güven, kariyer ve uzmanlık mesleği diyeceğiz, hem de, “Çakma Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler”in yaratılmasına izin vereceğiz.  Ondan sonra da, mali idare ve diğer ilgili kurumlar neden bizlere güvenmiyor diyeceğiz. Güçlü ve özgür bir ülke için muhasebe kültüründe devrim buralardan başlamalıdır.

    Dilerim, TÜRMOB’un 20’nci Olağan Genel Kurulu, kısır çekişmelerden uzak, mesleki sorunların tartışıldığı ve çözüm yollarının üretildiği bir genel kurul olur. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir meslek mensuplarına öncelikli sorunlarının neler olduğu sorulduğunda iki önemli konu ön sıraya çıkmaktadır. Bunlardan birincisi, sürekli iş yüklerinin artması ve buna karşılık gelirlerinde hiçbir artışın olmaması. İkincisi ise haksız rekabet konusudur. Yeminli Mali Müşavirlik mesleğinin ise en önemli iki sorunu sınırsız sorumluluk ile yine haksız rekabet konusudur. Beş yıldızlı otellerde ve sürekli aynı kadrolarla konferanslar ve sempozyumlar düzenleyerek bu sorunları çözemeyeceğimiz ortadadır. Mesleki alt yapıyı güçlendirmeden ve mali idare ile TÜRMOB ve Odalar arasındaki güvensizlik ortamını yok etmeden, mesleğimizde bazı iyileştirilmelerin sağlanması olanaklı görülmemektedir. TÜRMOB’u siyasetin arka bahçesi haline getirirseniz, kamu yönetimi ve diğer kuruluşlarla karşılıklı güven ortamını yaratamazsınız. Güven ortamının yaratılması TÜRMOB’un kurumsallaşmasından geçmektedir. Yani, keyfiliğin yerini kuralların, kişilerin yerini kurumların alması gerekmektedir. Üç dönem TÜRMOB’da birlikte görev yaptığım Yeminli Mali Müşavir Nail Sanlı’nın, TÜRMOB’un kurumsallaşması konusuna çok önem verdiğini yakından biliyorum ve bu da beni umutlandırıyor.

     Seçimlerde sonra TÜRMOB’un karma bir yönetimle yönetileceği kesindir. Yönetimde çoğunluğu sağlayan grubun diğer gruptan seçilenleri dışlaması yapılabilecek en büyük hata olur. Çok sesliliğe alışmak zorundayız. Bir konuya daha dikkat çekmek isterim. Çağdaş Demokrat Grubunun aşırı baskıcı bir şekilde liste oluşturması üçüncü bir grubun seçimlere katılma yolunu açabilir.