< < < Geri Dön  |  Yazı Tarihi : 01.03.2011 03:12:18 | Okunma : 2262


VERGİ ALMA BORÇ AL (!)

     Türkiye gerçekten çok enteresan bir ülke. Yaşanan çelişkiler atasözlerine de yansıyor. Bir taraftan “Borç yiğidin kamçısıdır” diyoruz, diğer taraftan “Borç yiyen kesesinden yer” görüşünü ortaya atıyoruz.  Açıkçası, işimize nasıl geliyorsa öyle davranıyoruz. Bu davranışımız, özel hayatta olduğu gibi, sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamda da kendisini gösteriyor. İşin kolayına kaçmayı neredeyse marifet sayıyoruz. Üretmekten çok tüketmekten haz duyuyoruz. Hükümetler de aynı anlayışta devam ediyor. Turgut Özal’la birlikte başlayan “Vergi alma borç al” anlayışı, neredeyse vazgeçilemez  bir ekonomik sistem olarak görülüyor ya da öyle gösterilmeye çalışılıyor. Cari açık belasından çok çeken Türkiye, iç ve dış borç sarmalında nefes almakta zorlanıyor. İç ve dış borcun da, bir noktada cari açık gibi değerlendirilmesi gerektiği sürekli göz ardı ediliyor. Yaptığı borçlanmalarla övünen Hazine’nin, bindiği dalı kestiğini anlamak için London School of Economics” ten mezun olmaya gerek yok. Türkiye yetmiş iki milyon nüfusu ile yeterince üretemiyor ve borç ekonomisi ile büyümeye çalışıyor. Üreten ekonomilerin dünya liderlikleri kuvvetlenerek devam ediyor. Katma değeri yüksek yeni teknolojilerin ve hizmetlerin üretilmesinde, bilim ve AR-GE çalışmalarında geri kalan ülkelerin aradaki farkı kapatmaları gün geçtikçe daha da zorlaşmaktadır. Üretmeden tüketmek, ülkenin geleceğini boşa harcamaktan başka birşey değildir.

    Vergi ve adalet reformunu gerçekleştiremeyen Türkiye’nin, borçlanma politikaları ile daha nereye kadar gidebileceği bilinememektedir. Vergi potansiyelini genişletemeyen mali ve ekonomi yönetiminin kaybedecek zamanı kalmamıştır. Kayıt dışı ekonomi ve onun önemli bir parçası olan suç ekonomisinin boyutları kabul edilebilirlik düzeyini fazlasıyla aşmıştır. Herzaman olduğu gibi sürekli dolaylı vergilere yüklenerek vergi gelirlerini artırmaya çalışmak adil ve gerçekçi değildir. Borçlanmanın yerine vergi tabanının genişletilmesi ile vergi kayıp ve kaçaklarını asgari düzeye indirmeye çalışmak adaletli bir davranış olacaktır. Vergi denilince akla ilk gelen şey çağdaş bir denetim mekanizmasının varlığıdır. Sayıları yetmişbin civarında olan serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler vergi ve ekonomi yönetiminden, etkili bir denetim mekanizmasının kurulması için görev beklemektedirler. Bu birliktelikte ihtiyacımız olan tek şey karşılıklı güven unsurunun yaratılması ve sürdürülebilmesidir. Tüm meslek mensuplarının en üst kuruluşu durumunda olan TÜRMOB’un (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) profesyonel siyasetçilerin kuşatması altında bulunması, mali ve ekonomi  odaklarında güven yönünden duraksama yaratmaktadır. Bu koşullar altında meslek mensupları olarak bizlerin yapması gereken ilk iş, TÜRMOB’u profesyonel siyasetçilerden arındırmak olmalıdır.

     Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin Ekonomik ve Parasal Birliğe katılabilmesi için gerekli koşullar olarak ortaya konulan Maastricht Kriterleri” açısından Türkiye’nin ekonomik göstergelerini gözönüne aldığımızda, faizlerin yüksekliği dikkat çekmektedir. Faiz ödemelerinin meydana getirdiği bütçe açıkları şimdilik borçlanma ile karşılanabilecek düzeyde ise de, bütçe açıklarının borcu yükseltmesi ekonomi yönetimini kısır döngü içine sokabilir.  Ülkemizdeki tasarruf eğiliminin düşüklüğü ve vergi kayıp ve kaçağı boyutunun yüksekliği nedeni ile kaynakların yetersiz kalması üretimin önünde engel oluşturuyor. Uluslararası piyasalardan rahatlıkla borçlanabilen büyük sermaye, kaynak sıkıntısını kolaylıkla aşabilirken, bu olanaklardan yoksun KOBİ’lerin işletme sermayesi sorunları artarak devam etmektedir.  Bırakınız yeni yatırım yapmayı, mevcut durumu korumakta bile zorlanıyorlar. Sayıları altı milyonu bulan işsizlerin istihdam umutlarının yeni yatırımlardan geçtiğini unutmadan, söylenecek son söz; “üretim, üretim, üretim”  olmalıdır.


Tarih : 2.05.2025 11:42:39
SANAT ve KÜLTÜRÜN EKONOMİDEKİ YERİ
Devamı...

Tarih : 25.04.2025 16:18:44
TÜRKİYE SİYASAL İSLAM’A DOĞRU HIZLA İLERLİYOR
Devamı...

Tarih : 18.04.2025 12:31:12
2025’te ÖNE ÇIKAN PAZARLAMA EĞİLİMLERİ
Devamı...

Tarih : 12.04.2025 16:40:36
ÇİN’İN ZİRVEYE YÜKSELMESİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZDEN DAHA YAKIN OLABİLİR
Devamı...

Tarih : 4.04.2025 15:45:44
TARIMSAL ÜRETİMDE KALİTE ve VERİMLİLİĞİN ÖNEMİ
Devamı...

Tarih : 28.03.2025 17:49:59
LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN EKONOMİK KALKINMA ÜZERİNDEKİ ETKİSİ DERİNDİR
Devamı...

Tarih : 22.03.2025 14:19:08
SİGORTA SEKTÖRÜNDE İLK 5 EĞİLİM
Devamı...

Tarih : 14.03.2025 15:27:58
ENDÜSTRİ 4.0 DEĞİŞİMİN GÜCÜ OLDU
Devamı...

Tarih : 7.03.2025 15:45:27
EĞİTİM ÜLKELERİN GELECEĞİNİ BELİRLEYEN EN ÖNEMLİ FAKTÖRDÜR
Devamı...

Tarih : 28.02.2025 18:15:27
FUTBOL KULÜPLERİNİN ŞİRKETLEŞMESİ
Devamı...

Tarih : 10.02.2025 10:19:00
SPORUN ÇOCUKLARA FAYDALARI
Devamı...

Tarih : 1.02.2025 15:30:09
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU DÜZENLENMESİ ve GÜVENCE DENETİMİ
Devamı...

Tarih : 24.01.2025 18:30:27
AKILLI ÇAĞDA YARATICILIĞIN ROLÜ
Devamı...

Tarih : 17.01.2025 11:30:35
YAPAY ZEKANIN GELİR EŞİTSİZLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Devamı...


 
Anasayfa              |               İletişim            |              Giriş Sayfam Yap              |              Sık Kullanılanlara ekle              |              Gizlilik İlkeleri
 
  Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz. ahmetakin.com.tr Copyright 2011-2025 Tüm hakları saklıdır.

URA MEDYA